Milli Eğitim Bakanı Halil İbrahim Yavaş, 2012 – 2013 öğretim
yılı için müjdeli haberi verdi. Artık öğretmenler de bahşiş alabilecek ve bu
bahşişlerden dolayı kimseye hesap vermek zorunda olmayacak.
Milli Eğitim Bakanı Yavaş, dün öğleden sonra İl Milli Eğitim
Müdürleriyle yapılan kongreden sonra basın mensuplarının önüne geçti. Gazetecilerin
ve meraklı öğretmenlerin sorularını yanıtlayan Yavaş, özetle, yeni yürürlüğe
giren kanunun gerekçesini ve eğitime getireceği dinamizmi anlattı.
Basın toplantısının başında Bakan Yavaş şunları dile
getirdi: Bildiğiniz gibi hükümetimiz serbest piyasa ekonomi rüyasını Türkiye’deki
her kurumda gerçekleştirmek için elinden geleni yapıyor. Dağa taşa, kuş uçmaz
kervan geçmez çöllere üniversiteler açıp, parası olup da üniversiteye giriş
sınavını geçemeyen her öğrenciye hayallerinin üniversitelerinin kapılarını
açtık. İşlem sırasını bilmeyen öğrencileri mühendis, km/h birimini m/s birimine
çeviremeyenleri mimar yaptık. Şimdi de
özelleştirmenin eğitime getirdiği bu hareketliliği bir adım daha ileriye
götürüp, öğretmenlerin lehine bir icraatta bulunuyoruz. Tüm ilk, orta ve yüksek öğretim kurumlarında
öğretmenlere bahşiş alma hakkı tanıyoruz. Çıkardığımız yeni kanuna göre
öğrenciler beğendikleri derslerde öğretmenlerin masalarının köşelerine
koydukları bahşiş kutularına istedikleri miktarda parayı atabilecekler. Öğrenciler
beğenmedikleri öğretmenlere bahşiş vermek zorunda değiller ve kesinlikle bu
konuda hiçbir zorlamayla karşılaşmayacaklar.
Toplantıdan hemen sonra bazı öğretmenlerin olası yıllık bahşiş toplamlarını hesapladıkları görüldü. |
Bir gazetecinin “Peki toplanan paralardan vergi alacak
mısınız?” sorusuna “Hayır, devlet nasıl ki garsonlara ya da otel çalışanlarına
verilen bahşişlerden vergi almıyor, öğretmenlere verilenlerden de almayacak. Bu
tamamıyla öğretmenliğin kalitesini arttırmak için uygulanan bir teşvik
programıdır. Para tamamıyla öğretmenin cebinde kalacaktır. Yalnız, nasıl ki
bahşişin mümkün olduğu mesleklerde çalışanların maaşları düşük olur, bahşiş
kazancını da hesaba kattığımız için önümüzdeki aydan itibaren tüm öğretmenlerin
maaşlarında %20’lik bir kesinti yapacağız. Bahşişlere üst sınır koymadığımız
için öğretmenlerimizin büyük bir çoğunluğunun bu %20’lik kaybı kolaylıkla geri
alabileceklerini düşünüyoruz.” şeklinde yanıt verdi.
Bakan Yavaş sözlerine şu cümlelerle devam etti: Ülkemizin
muasır medeniyetlerle yarışabilmesi için iyi bir eğitim sistemi şart. İyi bir
eğitim iyi eğitilmiş öğretmenlerle başlar. Yeni getirdiğimiz bahşiş sistemiyle
her öğretmen kendi iç dinamizmine kavuşacak, her sabah işe giderken “Ne yaparım
da öğrencilerime en iyi şekilde öğretebilir, en çok bahşişi koparabilirim.” sorusunu
soracak kendisine. Bu soruyu devlet kurumlarında çalışan memurlarımız yıllarca
sordular ve zamanın başbakanından “Benim memurum işini bilir.” sözleriyle, haklı
bir övgüye mazhar oldular. Şimdi biz bu övgü fırsatını öğretmenlere tanıyoruz.
Çalışın, çabalayın, hem siz kazanın hem milletimiz kazansın. Parlak, çalışkan,
eli açık, harcamaya alışmış öğrenciler yetiştirelim.
Arka sıralara oturtulduğu için sesini duyurmakta zorluk çeken
bir öğretmen, “Sayın bakanım, böylesi bir kanunla öğrencileri müşteri durumuna
getirdiğinizi ve onları memnun edecek şeylerin; örneğin sınav sorularına
benzer soruları derste çözmek, ders işlemeyip öğrencilerle film izlemek, sınıfta
eğitim amacı olmayan oyunlar oynamak gibi eğitimin kalitesini arttırmaktan
ziyade düşürecek etkinliklerin sıklıkla uygulanacağını söyleyebiliriz. Bu
konuda ne diyeceksiniz?” sorusunu yöneltti. Soruyu büyük bir sükûnetle dinleyen
bakan şunları söyledi.
Sayın öğretmen arkadaşım. Öğrencilerin neyin mutlu edip
neyin etmeyeceğini ben de biliyorum. Biz mutlu öğretmenler ve mutlu öğrenciler
istiyoruz. Amacımız budur, gerisi teferruattır. Ne olacak öğrenci integralleri
öğrenmese de bir Bruce Lee filmi izleyip eve güzel anılarla gitse, ne olur
sanki 10 metre yüksekten düşen taşın yere çarpma hızını öğrenemese de cep
telefonuyla alışveriş yapsa! Matematik artık bilgisayarlarla yapılıyor, fizik
desen her gün değişen, oynak bir disiplin. Önemli olan diplomadır, önemli olan ülkedeki
lise ve üniversite mezunlarının oranını arttırmaktır. Çok kitap okuyup adam
olunmayacağını başbakanımız zaten çeşitli vesilelerle söylemişti. Mutlu bir
gelecek ve mutlu bir Türkiye için attık biz bu adımı ve bu tür adımları atmaya
devam edeceğiz. Bakanlar kurulu gelecek haftaki toplantıda, cami cemaatinin
imama ve müezzine bahşiş verebilmesine izin verecek bir kanun üzerinde çalışacak.
Ayrıca okullarda, öğretmenler başlarındaki müdürlere ve müfettişlere,
müfettişler başmüfettişlere, başmüfettişler ilçe eğitim müdürlerine, ilçe
eğitim müdürleri de il eğitim müdürlerine bahşiş verebilecekler. Sizin
anlayacağınız, bir saadet zinciri kurduk, herkes naiplensin diye. Durmak yok yola devam.
Toplantı salonunun dışında protesto eden bir öğretmen: Bizi palyaço yapmayın. |
Bu sırada söze giren bir başka gazeteci “Peki, bahşiş kutusu
sabit bir yerde mi duracak yoksa öğretmen kutuyu eline alıp dersin sonunda
gezebilecek mi?” dedi. Bu soruya hafiften gülerek dinleyen Bakan Yavaş, “Bu
konuda insiyatifi öğretmenlere bırakıyoruz. Malûmunuz, serbest piyasada amaç
kârı maksimize etmektir. Öğretmenler bu konuda her türlü yaratıcı çözümü
üretmekte serbesttir. İsterlerse az bahşiş verenlerin ya da hiç vermeyenlerin adlarını
ifşa ederler, –tabii bu tehdit amacıyla
değil bilgilendirme amacıyla olacak, yoksa kanun dışı olur.- isterlerse televizyona kendi
öğretmenliklerinin reklamlarını verirler. Bu bizi hiç ilgilendirmez. Biz son
ürünle ilgileniyoruz. Biz eğitimin kalitesiyle, artan lise ve üniversite mezunu
oranıyla, mezun olur olmaz ev ve araba almak için bankalardan kredi alma
yarışına girecek yeni nesil çalışanlarla ve her şeyden önce öğrencilerin mutluluğuyla
ilgileniyoruz.” dedi.
Toplantının hemen ardından bakan Yavaş, çantasından çıkardığı ve masasının üzerinde kesip, bantlarla yapıştırdığı karton bir kutuyu eline alıp,
gazetecilerin ve diğer eğitim görevlilerinin arasında ağır ağır yürüdü. Bahşiş vermeyen
öğretmenlerin kulağına eğilip bir şeyler fısıldadıktan sonra, bu öğretmenlerin
ellerinin de arka ceplerine gittiği gözlemlendi. Bütün sıraları gezdikten
sonra, masasına dönüp topladığı bahşişi sayan bakan Yavaş, alkışlar eşliğinde
salondan çıktı.
Enes Başeğmez – YHA - 31 Temmuz 2012
Dipnot: Yazmama gerek yok ama ne olur ne olmaz diye yazayım. Yukarıdaki haber uydurmadır. Adı geçen kişilerle ve makamlarla ilgisi yoktur.
Dipnot: Yazmama gerek yok ama ne olur ne olmaz diye yazayım. Yukarıdaki haber uydurmadır. Adı geçen kişilerle ve makamlarla ilgisi yoktur.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder