Bataklık ve Sivrisinekler
Bin Ladin öldürüldü. İki gündür haber kanallarından hangisini açsam aynı şeyden sözediyorlar. New York’taki gençlerin kutlamaları, Obama’nın zafer (intikam!) konuşması, Bush’un durumdan çok memnun olması, piyasaların olumlu tepki vermesi... Papağan gibi saatlerce aynı şeyleri tekrar ediyorlar BBC ve CNN gibi kanallar. Yok efendim operasyon kaç dakika sürmüş, yok hangi tür helikopterler ne amaç için kullanılmış, yok villanın hangi kapısından girmişler ve Bin Ladin’i hangi gözünden vurmuşlar. Bunca yoğunlukta populizmin amacının, sorulması gereken soruları unutturmak olduğu apaçık ortada.
Bin Ladin bir teröristti, yani terör dediğimiz siyasi ve toplumsal kanserin bir ürünüydü. Onu terörizmin kaynağı gibi göstermek ve ölümüyle terörizmin kökenine darbe vurulduğunu düşünmek ahmaklığın daniskasıdır ve ancak populizmle demokrasiyi birlikte yürütmek zorunda kalan ülkelerde gerçekleşir. Terör bir tümördür ve bu tümörün beslenecek, büyütülecek bir tarafı yoktur. Fakat, yeryüzünde en az terör kadar kötü bir şey varsa o da teröre karşı topla tüfekle savaş açmaktır. Bataklığın kaynağını kurutmadan, bataklığı var eden etkenleri ortadan kaldırmadan, sivrisineklerle uğraşmaktan başka nedir teröre karşı girişilen askeri harekatların anlamı?
Şu bir gerçek ki terörün kaynağı yeryüzünde gittikçe artan eşitsizlik, adaletsizlik, uluslararası şirketlere peşkeş çekilen öz kaynaklar ve halkı bir hiç yerine koyup onların sefaletinden nemalanmak isteyen hükümetlerdir. Bu kaynağı sömürmek için bahane bulmak zor değildir. İster adını köktenci İslam koyun, isterseniz Maoist gerillalar deyin kavganın ucundaki kanın rengi değişmez. İşin acı yanı terör saldırılarında ölen masumlar terör kurbanı kabul edilirken, terörle savaş saçmalığı adı altında öldürülen masumlar savaş retoriğine kazazede lafıyla geçiştirilirler. Oysa neden eklemez ABD, Dünya Ticaret Merkezin’de öldürülen 3000 masumun üzerine Afganistan’da, Pakistan’da hava saldırılarıyla öldürülen köylülerin sayısını? Onların ölümünden sorumlu olanlar da terörist değiller midir? Peki ya Afganistan’da zevk için insan öldüren askerler? Peki ya Irak’ta mahkumları çırılçıplak soyup, azgın köpeklerin önünde onlarla alay eden Amerikan ordusu mensubu gardiyanlar?
Bin Ladin kendisini Afganistan’da Rus ordusuna karşı eğiten Amerikalılar tarafından öldürülmüştür. Yani işlerine geldikleri süre içerisinde kullanmışlar, büyüttükleri canavar ele avuca sığmaz hale gelince de onu terörist ilan etmişlerdir. Tıpkı Saddam’ı İran’a karşı emniyet sübabı yapmaları, tıpkı Mübarek’i halk devriminden birkaç gün öncesine kadar dost olarak tanımlamaları gibi. Silahı doğrultanlarla silahın doğrultulduğu insanlar hep aynıdır. Güçlü güçsüzün elinde ne varsa alacak, buna karşı çıkanlar olursa onları da ambargolarıyla, dev savaş makineleriyle tuzla buza çevirecektir...
Bugün dünyada terörizm varsa bunun kaynağını gittikçe yoksullaşan, alım gücü azalan halklarda, onların silikleştirilen kültürlerinde ve onları bu hale sürükleyen sistemin godomanlarında aramalıyız. Filistin’i işgal etmeyi sürdüren İsrail var olduğu sürece, Guantanamo’da sorgusuz sualsiz insanlar işkenceye maruz kaldıkları sürece, Libya’ya müdahele kararını tarihinde görülmemiş jet bir hızda alan BM, Suriye’deki olaylara sessiz kaldığı sürece, Hindistan’da Dünya Bankası ve benzeri kurumlar para kazansın diye yerlerinden edilen parasız pulsuz halklar olduğu sürece, maalesef, ellerinden başka bir şey gelmeyen insanlar tarafından terör devam ettirilecektir.
Bu yazi haberjansta 3 Mayis tarihinde yayinlanmistir. http://haberajans.com/bin-ladin-bataklik-ve-sivrisinekler-yazisi-2446.html bagindan yaziya ulasabilirsiniz.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder