KALDIRIMLAR
Yürüyorum, arkama bakmadan yürüyorum.
Yolumun karanlığa saplanan noktasında,
Sanki beni bekleyen bir hayal görüyorum.
Kara gökler kül rengi bulutlarla kapanık;
Evlerin bacasını kolluyor yıldırımlar.
İn cin uykuda, yalnız iki yoldaş uyanık;
Biri benim, biri de serseri kaldırımlar.
İçimde damla damla bir korku birikiyor;
Sanıyorum, her sokak başını kesmiş devler...
Üstüme camlarını, hep simsiyah, dikiyor;
Gözüne mil çekilmiş bir âmâ gibi evler.
Kaldırımlar, çilekeş yalnızların annesi;
Kaldırımlar, içimde yaşamış bir insandır.
Kaldırımlar, duyulur, ses kesilince sesi;
Kaldırımlar, içimde kıvrılan bir lisandır.
Bana düşmez can vermek, yumuşak bir kucakta;
Ben bu kaldırımların emzirdiği çocuğum!
Aman, sabah olmasın, bu karanlık sokakta;
Bu karanlık sokakta bitmesin yolculuğum!
Ben gideyim, yol gitsin, ben gideyim, yol gitsin;
İki yanımdan aksın, bir sel gibi fenerler.
Tak, tak, ayak sesimi aç köpekler işitsin;
Yolumun zafer tâkı, gölgeden taş kemerler.
Ne sabahı göreyim, ne sabah görüneyim;
Gündüzler size kalsın, verin karanlıkları!
Islak bir yorgan gibi, sımsıkı bürüneyim;
Örtün, üstüme örtün, serin karanlıkları.
Uzanıverse gövdem, taşlara boydan boya;
Alsa buz gibi taşlar alnımdan bu ateşi.
Dalıp, sokaklar kadar esrarlı bir uykuya,
Ölse, kaldırımların kara sevdalı eşi...
Necip Fazıl Kısakürek
---------------------------------------------------------------------------------------------------------
The Sidewalks
I'm in the street, in a street all lonely
Walking, without looking back even once, walking
At the point my path is mingled with the black
I seem to see, for me, a phantom is waiting
Ashen clouds overcast the darkling sky
Lightening bolts seek the chimneys of the houses
Humans and fairies are at sleep, only two comrades awake
I am the one and the other is these vagrant sidewalks.
Drop by drop, a fear collects in me
I feel the demons blocked the exit of every street
The houses, like blind men with their eyes ripped free
are fixing their dark black windows on me.
The sidewalks, mother to the suffering lonelies
Sidewalks, is a man who has lived in me
Sidewalks, their sound is heard when all sounds cease to exist
Sidewalks, a language curling up within me.
I'll not give up my life in a soft embrace
I am the child breastfed by this sidewalk
Please let no morning come to this dark street
On this dark street, do not ever let me finish my journey.
Let me go and the let the road go, let me go and let the road go.
Let the street lamps flow past me like a flood
Let the hungry dogs hear the click-clack of my steps
Let there be an arch, vaulted in gloom, on my way
Neither I wish to see the morning nor I wish to be seen.
The daylights can stay with you, give me the darkness.
Let me wrap my body with a soaked blanket
Cover me, cover, spread the darkness over me.
If my body, full-length on these stones could lie
If these cold stones would draw the fire from my brow
Like these streets plunging into a mysterious drowse
If only the sidewalks' melancholic mate would die
*Translated by: Walter Andrews
Edited by Ali Riza Arican, 17 February 2011
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder