Bu Blogda Ara

06 Eylül 2011

Soaking Wet

The air is dark, there is nothing in the sky resembling the stars.
I am soaking wet from head to toe.
Climbing the stairs slowly, while looking back.
I am soaking wet from head to toe.

I remember her call, not sure whether it was a dream or not.
It is raining crazy outside.
Letting my body free fall to the floor.
I am soaking wet from head to toe.

I knew it from the trembling of your hands.
The rain drops ooze through my clothes, not easing for a second.
Are those pouring out from your tongue also wet?
I am soaking wet from head to toe.

Leave me to the wind, leave me to the temporary vermilion of the horizon.
Dew too should be considered as rain.
Whichever direction you open your hands to, whichever face you shout to
I am soaking wet from head to toe.

From one ladder to another, this is life… In between we see the plains…
It is obvious that this coat is good-for-nothing.
Where do you find all these words one after the another?
I am soaking wet from head to toe.

They get on the bus, they walk… People who are tired of yesterday, from the day before yesterday, from the previous week…
My forehead is once more wet … I got perspiration.
The caterpillars will make slapdash noises again.
I am soaking wet from head to toe.

Think of the children going to school… Everywhere is dark…
Think of how they will get dry, when, the books and notebooks soaked with the rain water.
It bends and curves in the fire, the rubber boots of the class.
I am soaking wet from head to toe.

Which side are you talking about, which side?.. I cannot find it where I put them.
To your wet eyelashes, to your protective eyebrows, to your hands rushing to the puddles
Is it because you, I and our hands are soaking wet
the entire universe is soaking wet?

Written by Ulaş Başar Gezgin (2005)
Translated into English by Ali Rıza Arıcan (6th September 2011)

The original poem can be found here or you can simply read it below.


SIRILSIKLAM

Hava karanlık, hiçbir şey yok yıldız namına...
Üstüm başım sırılsıklam...
Çıkıyorum merdivenlerden ağır ağır, arkama bakarak...
Üstüm başım sırılsıklam...

Hayal meyal hatırlıyorum çağırışını...
Yağmur yağıyor bardaktan boşanırcasına...
Yere bırakıyorum kendimi hemen...
Üstüm başım sırılsıklam...

Ellerinin titreyişinden anlıyorum...
Yağmur içe işlemede, geri durmamada bir an olsun...
Bir hayli ıslak mı ne, ağzından dökülenler...
Üstüm başım sırılsıklam...

Beni rüzgara bırak, beni ufkun her gün geçip giden kızıllığına...
Çiğ de bir tür yağmur sayılmalıdır...
Ne yana açsan avucunu, hangi yüze haykırsan,
Üstüm başım sırılsıklam...

Bir merdivenden bir başkasına... Hayat bu işte... Arada düzlükler...
Paltonun işe yaramadığı ortadadır...
Bunca sözcüğü, ard arda bulmadasın sen, nereden?..
Üstüm başım sırılsıklam...

Otobüse biniyor, yürüyorlar, dünden, evvelsi günden, geçen haftadan yorgun insanlar...
Alnımda yine ıslaklık... Terlemişim...
Savruk sesler çıkaracak bugün yine, iş makinaları...
Üstüm başım sırılsıklam...

Okula giden küçükleri düşün... Her yer karanlık...
Düşün, nasıl kuruyacak, ne vakit, yağmur suyu almış defter ve kitap...
Eğilir bükülür ateşte, lastik çizmeleri sınıfın...
Üstüm başım sırılsıklam...

"O yan" dediğin ne yan?.. Bulamıyorum bıraktığım yerde,
Islak kirpiklerini, korugan kaşlarını, seğirişini ellerinin, su birikintilerine...
Sen, ben, ellerimiz sırılsıklam diye midir ki,
Bütün dünya sırılsıklam?..

Ulaş Başar Gezgin

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder