Aceleyle yazılmış bir yalan haber. İki iş arasında dinlenmiş olmak için yazdım.
TURİSTLERE ŞOK HABER: FOTOĞRAF ÇEKMEK ARTIK ÜCRETLİ
Taksim Gezi Parkı ve Beşiktaş’taki Kadıköy İskelesi’nden sonra hükümet yeni bir gelir kaynağı buldu. Dün sabah 4:30’da oylamayla kabul edilen kanuna göre bundan sonra İstanbul manzaralarını fotoğraflamak, yayınlamak ve/veya paylaşmak hükümet tarafından belirlenecek özel bir firmanın tekeline verilecek. Kentin tüm tarihi ve turistik yerlerinde görevlendirilecek binlerce güvenlik memuru sayesinde insanların gördükleri bir güzel manzarayı fotoğraflamaları engellenecek. Bu konuda konuştuğumuz hükümet sözcüsü Satılmış Köloğlu, arkadaşımız Enes Başeğmez’in sorularını yanıtladı.
TURİSTLERE ŞOK HABER: FOTOĞRAF ÇEKMEK ARTIK ÜCRETLİ
Taksim Gezi Parkı ve Beşiktaş’taki Kadıköy İskelesi’nden sonra hükümet yeni bir gelir kaynağı buldu. Dün sabah 4:30’da oylamayla kabul edilen kanuna göre bundan sonra İstanbul manzaralarını fotoğraflamak, yayınlamak ve/veya paylaşmak hükümet tarafından belirlenecek özel bir firmanın tekeline verilecek. Kentin tüm tarihi ve turistik yerlerinde görevlendirilecek binlerce güvenlik memuru sayesinde insanların gördükleri bir güzel manzarayı fotoğraflamaları engellenecek. Bu konuda konuştuğumuz hükümet sözcüsü Satılmış Köloğlu, arkadaşımız Enes Başeğmez’in sorularını yanıtladı.
Başeğmez: Sayın Köloğu, yine bir yasayı sabahın erken
saatlerinde geçirdiniz meclisten. Halk böylesi önemli kararların yangından mal
kaçırır gibi alınmasına tepkili. Ne diyorsunuz bu konuda?
Köloğlu: Efendim, hükümetimiz %51 çoğunluğun oyunu almıştır.
Biz halkız zaten. İstediğimiz yasayı, istediğimiz zaman çıkarırız. Meclis artık
bir formalite olmuştur. İstesek meclisi es geçip çıkarırız yasaları. Bize
kalırsa bunların haber olması bile abes. Partimiz halkın çoğunu temsil ettiği
için halkın çoğunun arzusunu yerine getirmektedir. Bu kadar basit!
Başeğmez: Peki ne olacak şimdi? Kız Kulesi’ni beğenen bir
turist çekemeyecek mi fotoğrafını?
Köloğlu: Çekemeyecek tabii efendim. Neden çekebilsin ki!
Böyle güzelliklerimiz var, milyonlarca insan İstanbul’umuzu gezmeye görmeye
geliyor. Bu turistlerin pek çoğu zırnık para bırakmadan basıp gidiyor. İşte biz
bu paraya göz diktik. Turistler için fotoğraf başına 1 Yuro alacağız. Tabii bu
bize gelecek olan para. Aracı şirket ne kadar para ister, ne kadar kar eder,
ona biz karar veremeyiz.
Başeğmez: Aracı şirketin başbakanın damadının halasının
oğluna ait olduğu bir iddia var. Bu konuda bir şey diyecek misiniz?
Köloğlu: Söylenti onlar, efendim. Var mı kanıtınız? Hem olsa
ne olur ki! İhaleye girmiş, kazanmış. İhale yasasına aykırı bir şey yapılmışsa
zaten Yargıtay’dan döner, merak etmeyin.
Başeğmez: Neyse! Az önce turistler için 1 Yuro ücret
alacağınızı söylediniz. Peki ya Türkiye vatandaşları? Onlar da ödeyecek mi?
Yoksa onlara bedava mı?
Köloğlu: Tabii onlar için biraz insaflı davrandık. TC kimlik
kartını gösterenler fotoğraf başına 1 TL ödeyerek beğendikleri güzellikleri
ölümsüzleştirebilirler.
Başeğmez: Peki ya bu fotoğrafları sosyal medyada paylaşmak?
O da yasaklandı sanırım yeni kanunla!
Köloğlu: Henüz değil, ama yakında onu da çıkaracağız
inşallah. İnsanlar çektikleri fotoğrafları paylaşmasınlar ki yurt dışında
yaşayanlar ülkemize gelsinler, gözleriyle görebilsinler Sultanahmet’i, Ayasofya’yı,
Kapadokya’yı, üçüncü köprüyü. Biz de onların parasını görelim. Sağda solda
paylaşılan fotoğraflardan hükümetimizin kaybettiği paranın haddi hesabı yoktur.
Bu paralar bize gelsin, bizde kalsın.
Başeğmez: İyi ama sizce halk bu yeni yasayı nasıl
karşılayacak? Gezi Parkı sorunu daha çözülmemişken, binlerce genç Taksim’de
komün hayatı yaşamaya devam ediyorken… Böylesi bir yasa için kötü bir zamanlama
değil mi?
Köloğlu: Hiçbir şey olmaz! Başbakanımız defalarca söyledi.
Üç-beş çapulcuya, yurt dışında konuşlanmış faiz lobilerine pabuç bırakacak
değiliz. Biz hükümetimiz, muhatabımız da sandıktır. Bu hükümet kendisinden kimsenin
yapamadığı bir şeyi yaptı.
Başeğmez: Nedir o efendim?
Köloğlu: Hükümetimiz paranın kokusunu çok iyi almaktadır.
Nerede para var, o para nasıl ortaya çıkarılabilir; bunu çok iyi biliyoruz. Âtıl
durumdaki pek çok çeşmeyi akar hale getirdik. Sayemizde halkımız para yüzü
gördü.
Başeğmez: Tıpkı Kadıköy iskelesini Shangri-La oteline
sattığınız gibi mi?
Köloğlu: Neden olmasın, efendim. Arazi devlete ait değil mi?
İster satar, ister kendisi kullanır, isterse oraya AVM diker. Önemli olan şehir
içinde boş duran bir araziyi para makinesi haline getirebilmektir. Bunu bizden
başkası başaramıyor, dolayısıyla kıskanıyorlar.
Başeğmez: Bu gidişle boğaza kıyısı olan tüm arazileri otellere,
restoranlara satacaksınız ve sonunda halkın boğazın kenarında bırakın yürümeyi
boğazı görmesi bile imkânsız hale gelecek. Bu nasıl oluyor da halkın %51’ini
temsil etmek oluyor?
Köloğlu (Gülerek): İyi ya işte! Görmezlerse fotoğrafını da
çekemezler. Kimse de pahalılıktan şikayet edemez.