Bu Blogda Ara

25 Haziran 2009

Hep Kahir / Deep Sorrow

DEEP SORROW

Stop,
Let the water for the coffee boil
Tell me about Istanbul, how was it?
Tell me about Bosporus, how was it?
Tremblings of June, with the fugitive rains
They have been washed, can they be dry again, those seven hills?
Under the sun as warm as mother’s tenderness
Tell me people were laughing
On the train, on the boat, on the bus
Even if it is a lie I like it, tell me
Deep sorrow, deep sorrow, deep sorrow, deep sorrow
Enough of this

Stop, leave it, do not turn the television on…
Tell me about Istanbul, how is it?
Tell me about the city of all cities, how is it?
Looking at the hills of Beyoglu with your illicit eyes
At the bridges, Sarayburnu, minarets and the golden horn
Did you say a clandestine “hi”?
Tell me people were laughing
On the train, on the boat,on the bus
Even if it is a lie I like it, tell me
Deep sorrow, deep sorrow, deep sorrow, deep sorrow
Enough of this

Freeze, leave it, do not move, stay as you are, pleaseee!
You smell like Istanbul, your eyes are like Istanbul nights
Now come to me, hug me, hug me my hennaed lover
Under the heavenly sky, together there as well.
The dream of starting again, saying thanks to God
Is like a well spring in the desert of my yearning
Tell me people were laughing
On the train, on the boat, on the bus
Even if it is a lie I like it, tell me
Deep sorrow, deep sorrow, deep sorrow, deep sorrow
Enough of this


Hep Kahır

dur ! bırak !
kaynasın kahvenin suyu...
bana istanbul’u anlat nasıldı?
bana boğazı anlat nasıldı?
haziran titreyişlerle,kaçak yağmurlar ardı.
yıkanmış kurunur muydu o yedi tepe
ana şefkati gibi sıcak güneşte...
insanlar gülüyordu de,
trende,vapurda,otobüste
yalanda olsa hoşuma gidiyor söyle
hep kahır,hep kahır, hep kahır,...
bıktım be...

dur ! bırak !
kalsın, açma televizyonu!
bana istanbul’u anlat nasıldır?
şehirlerin şehrini anlat nasıldır?
beyoğlu sırtlarından,yasak gözlerinle bakıp,
köprüler, sarayburnu, minareler ve haliç’e...
diyiverdin mi bir merhaba gizlice?
insanlar gülüyordu de,
trende, vapurda, otobüste,
yalanda olsa hoşuma gidiyor söyle...
hep kahır, hep kahır, hep kahır,
bıktım be...

dur ! bırak !
kımıldama,kal biraz öylece ne olur...
kokun istanbul gibidir,
gözlerin istanbul gecesi,
şimdi gel sarıl,sarıl bana kınalım.
gök kubbenin altında orda da beraber.
çok şükür diyerek yeniden başlamanın hayali,
hasretimin çölünde sanki bir pınar gibi...
insanlar gülüyordu de,
trende,vapurda,otobüste,
yalanda olsa hoşuma gidiyor söyle...
hep kahır, hep kahır, hep kahır,
bıktım be...


Söz: Cem Karaca
İngilizce’ye çeviri: Ali Rıza Arıcan/ 09.06.2009

2 yorum:

  1. Bayıldım bu dızelere meğer cem karaca ne büyük şairmişte haberimiz yokmuş...

    YanıtlaSil
  2. Bayıldım bu dızelere meğer cem karaca ne büyük şairmişte haberimiz yokmuş...

    YanıtlaSil