Bu Blogda Ara

02 Mayıs 2025

Miskin Tanpınar

 Yine o boşluk, Tanpınar’ın mektuplarını okuyorum bu aralar. Hep kendinden şikâyetçi, kendisini hep miskin, başarısız ve değersiz görüyor. Benim bir sanatçıda olmazsa olmaz dediğim suçluluk, eksiklik ve borçluluk duyguları. Bazen kitabı bir kenara bırakıp “Ne kadar da birbirimize benziyoruz?” diyorum. Sonra da “Hadi oradan sünepe, haddini bil!” diye çemkiriyorum kendime. Tanpınar sefaletin dibini yaşamış, acıyı yaşamış, büyük değişimleri görmüş geçirmiş, içinde yaşadığı toplumla birlikte büyümüş, utanmış, yolunu yitirmiş; bunları kelimelere dökmüş zamanı gelince, kitaplar yazmış. Değerleri çok sonraları anlaşılsa da yazmış, yayımlamış, güzel dostluklar kurmuş, az çok bir itibar edinmiş edebiyat dünyasında. “Yemek olacağım yerde sofrada kaşık filan gibi bir şey oldum” sitemini ediyor bir de Ahmet Kutsi’ye yazdığı mektupların birinde. Ben o sofranın kurulduğu odaya bile alınmadım. Keyfim yerinde, altım kuru, karnım tok... Satıhta kaldım desem abartmış olurum, yüzünü Avrupa’ya dönmüş bir millete Asya’dan bağırdım. Sesimi duyuramadım.

Tanpınar'ın Mektupları, Zeynep Kerman, s 39
                                             

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder