Bu Blogda Ara

13 Mayıs 2014

Anneler Günü

Sevgili anneler ve anne adayları,

Haddimi aşarak yazıyorum bu satırları. Bugün, Halkalı’da bir kadın, oturduğu kahvaltı masasında vuruldu, hem de beraberindeki adam tarafından. Gün geçmiyor ki böyle haberler okumayalım gazetelerde, gün geçmiyor ki sokak ortasında vahşete kurban giden bir kadının hikâyesi yüreğimizi dağlamıyor. Hep aynı bahaneler, hep aynı toplumsal yara. Haddimi aşacağım dedim ya, bir anne ya da baba olmadığım için yapacağım bunu. Bir baba değilim ama yüzlerce çocuğun öğretmenliğini yaptım şimdiye kadar. O masum çocukların nasıl birer canavara dönüştürülebileceklerini az çok kestirebiliyorum. Bu yüzden dinleyin tavsiyelerimi, kulak verin söylediklerime.

Oğlunuza sevginin sahip olmak değil paylaşmak olduğunu öğretin. Öyle ki bilsin sevginin de bir tür alev olduğunu ve yanlış yakıtla beslendiğinde söneceğini. Bilsin ve durması gereken yerde durabilsin. “Ya benimsin ya toprağınsın” demesin sevdiceğine. Saygı duysun sevgiye de sevgisizliğe de! Karıştırmasın sevmekle sahip olmayı. Birincisi huzurdur, ikincisi bencillik. Birincisi yetişkinlere mahsustur, ikincisi çocuklara. Güvensin kendisine ve sevdiğine. Güvensin ve içinde kuşku barındırmasın gereksiz yere. İçinde mutluluk olmayan şeyin aşk olamayacağını, başka bir insanı aşka zorlayamayacağını bilsin, öğrensin.

Kızınıza utanmayı değil kendisini ifade etmeyi öğretin. Utanmak içine atmaktır, nihayetinde yanlış yöne akmaktır. Bırakın konuşsun konuşması gerektiği yerde. Gerçekleri sakınmadan anlatabiliyor olsun. Topluluk içinde rahat olsun. Sevdi mi seviyorum diyebilsin, sevmedi mi sevmiyorum. Başkalarının acılarını kendi acılarının önüne koyup kendisine dikenli gömlekler dikmesin. Fedakârlık başka şeydir ahmaklık başka şey. Saklamasın, gizlemesin, dobra dobra konuşsun.  Yalan üzerine kurulacak bir aşktan kimseye hayır gelmeyeceğini bilsin.

Oğlunuza gücünün esiri olmayı değil cesur olmayı öğretin. Cesaret sorumluluk ister. Eylemlerinin sorumlusu olamayacak bir insanın elinde cesaret, kafese tıkılması gereken vahşi bir hayvandır. Sorumluluk bilgiyle gelir. Bilgi ise sabırla birikir. Bir insan yıllarca biriktirdiği sermayeyi bir anlık kızgınlıkla yok edebilir. Kırmak kolaydır, tamir zor. Bunu öğretmenin en iyi yolu incelikli bir sanatla uğraşmaktır. Oğlunuzu kızınızı bir sanatla, olmadı incelik gerektiren bir zanaatla tanıştırın. Güzel olan bir şeyi yapmanın ne kadar emek gerektirdiğini öğrensin. Bernard Shaw “Beş yaşında okula başlayınca eğitimime ara vermek zorunda kaldım.” demiş. Oğullarınıza kızlarınıza kesintisiz eğitim vermeyi hedefleyin. Hayat en büyük okul, en büyük öğretmendir. Bir anne olarak her fırsatı bir sınıfa çevirmek sizin elinizdedir.

Kızınıza ileride bir anne olacağı için değil bir birey olacağı için özgüveni öğretin. Var olduğunu ve varlığından sorumlu olduğunu bilsin. Bir insan olarak, bir birey olarak kendi ayakları üzerinde durmasını öğretin. Kimsenin koltuğunun altına sığınmasın, kimsenin ekmeğine muhtaç olmasın. İstenmediğini anladığında gözlerinin feri olsun sahip olduğu meslek, alıp başını gidebilsin kapı eşiklerinde boynunu bükmeden. Bir anne olmadan da saygı duyulan bir insan olabilsin. Hatta anne olduğu için değil, sadece ve sadece insan olduğu için saygıyı hak ettiğini düşünsün. Kızlarını okutmayan bir toplumun ilerlemesi mümkün değildir ama okutmak yetmez, yetmeyeceğini gördük. Meslek seçerken sakın ona “Kızların becereceği meslekler” tavsiyesinde bulunmayın. Bırakın maden mühendisi olsun, inşaat mühendisi olsun, bilim kadını olsun, kutuplarda araştırmacı olsun. Ona istediği sürece her işi başarabileceğini öğretin. Mutluluk sadece denenmiş yolları kat etmekle gelmez. Kimi zaman keşif gerektirir, buluş gerektirir, kendini kanıtlama gerektirir. Bırakın kızınız, oğlunuz dünyayı baştan yazsın kendi bildiği dilde. Dizimin dibinde, gözümün önünde dursun diye beslemeyin oğlunuzu kızınızı. Çocuklarınız sizlerin değildir, onları torunlarınızdan ödünç almışsınızdır.

Oğlunuza güçlünün yanında olmayı değil haklının yanında olmayı öğretin. Adalet ve ahlâk duygusu erken yaşta verilmezse ileride hiç verilemez; verilse eğreti gözükür, kök salamaz. Doğruyu doğru olduğu için yapmalarını, para ve şan için gerçekten ödün vermemeyi öğretin. Bilsinler ki ne kadar güçlü olurlarsa olsunlar kolları adalet zinciriyle bağlıdır. Bilsinler ve ona göre davransınlar omuzlarına tırmanan karıncaya fiske atarlarken. Unutmasınlar, sevmek ahlâklı olmayı gerektirir. Sevgi için şiddete başvurmak ahlâksızlıktır, namussuzluğun ve hatta sevgisizliğin göstergesidir. Seven kişi adil olmak zorundadır çünkü teraziyi zorlayarak eşitleyemediğin gibi karşındakini de sevmeye zorlayamazsın.

Kızınıza düşünce ağlamasını değil ayağa kalkıp yürümeye devam etmesini öğretin. Bir ateş sönerse yapılması gereken üzerine su döküp oradan uzaklaşmaktır. Dönüp dönüp ateşe bakmanın ne ateşe faydası vardır ne de bakana. Oğullarınıza kızlarınıza hayatın çelmeleri karşısında güçlü olmayı öğretin. Kalp kırmamış ve kalbi kırılmamış insan çocukluktan çıkmamış insandır. Hayatın duygusallık kaldırmadığını öğretin onlara. Bir gülün soluşuna birlikte ağlayın ama o duygu seli tükendiğinde o gülün neden solması gerektiğini izah edin çocuğunuza. Hayatın bir numaralı kuralıdır her şeyin gelir geçer oluşu. Oyunun asla bitmeyeceğine sadece çocuklar inanır. Kızınıza gerçekçi olmayı öğretin. Bir hayat boyu diken çiğneyeceklerine bir kereliğine zehir yutmayı tercih eder olsunlar. Mutluluk kimsenin tekelinde değildir. İnsan ruhu anlık zehirlere dirençlidir ama ömür boyu süren dikenler zayıflatır bünyeyi.

Oğlunuza namus bekçisi olmayı değil başkalarının hayatına saygılı olmayı öğretin. Hiçbir aşk ölmeyi ve öldürmeyi gerektirmez. Yaşamak aşkların en büyüğüdür ne kadar sefilce olsa da. İnsanın mutlu olma hakkı elinden alındı mı insanlık onuru elinden alınmış demektir. İlla namus bekçisi olacaklarsa kendilerinin namusuna bekçilik yapsınlar. “Ölü Erkek Kuşlar”ı oynayarak erkek olunmayacağını bilsinler.

Kızlarınıza; erkeklerde koruyucu, esirgeyici vasıflar aramaktan vazgeçmelerini öğretin. Güçlü kollar, pala bıyıklar, uzun boylar değildir aşkı devam ettiren. Seviyorsa koruyacaktır zaten. Sevmeyip de koruyanların getirisidir bütün bu cinayetler, işkenceler, tehditler. Oğlunuza kızınıza sevmeyi öğretin. Sevmenin sorumluluk olduğunu, aşkın hayata katılacak en tatlı şerbet olduğunu öğretin.

Oğlunuza öğrettiklerinizi kızınıza, kızınıza öğrettiklerinizi oğlunuza öğretin. Ayırmayın, kayırmayın. Çocuklarınıza hayatın en büyük öğretmen olduğunu, yüzmenin denizin dalgalarıyla mücadele ederek öğrenilmesi gibi yaşamanın da hayatın çelmeleri karşısında dik durmaya çabalamakla öğrenilebileceğini tembihleyin. Bir kere geliyoruz bu dünyaya, onu ne kendimize ne de bir başkasına zindan etmeye hakkımız var.

Geçmiş anneler gününüz kutlu olsun.


13 Mayıs 2014 (Anneler Gününden İki Gün Sonra)

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder