Bu Blogda Ara

04 Ağustos 2011

Matematik Köyü ve Geleceğimiz

Bir köy düşünün ki içinde yaşayanlar günün 24 saati boyunca, matematik soluyup, matematik yeyip içip, matematikle yatıp, matematikle kalkıyor. Bir köy düşünün ki işler imece usulüyle, eşit bir biçimde paylaşılıyor; bulaşık, temizlik gibi gençlerin diğer zamanlarda horgördüğü amelelikler aşkla şevkle yapılıyor. Öyle bir köy ki öğrenciler köye gelirken not kaygısı yaşamıyorlar, kalıp geçme gibi bir endişeleri yok. Tek dertleri matematiği aşk derecesinde sevdikleri için öğrenmek istemeleri. Kendilerini geliştirmek ve belki de ileride açılacak yeni matematik ve bilim köylerine öncülük yapmak istiyorlar. Öğrencileri daha en ufak yaşlarda at gibi koşturduğumuz, sınavlardan sınavlara yetiştirdiğimiz için böylesine özgür bir eğitim projesi kulağa tuhaf gelebilir. Öyle ya! Diploma vermeyen bir okula neden gitsin bir öğrenci? Ucunda bankacı olup iyi paralar kazanmak ya da mühendis olup uluslararası şirketlerde çalışmak yoksa neden öğrensin bir insan matematiği?


Okulun kurucusu ve fikir babası olan Ali Nesin’in amacı tam olarak da bunu sağlamak. Matematik ve bilim sevgisini aşılamak, bir yarar amacı gütmeksizin insanları matematiğin güzel dünyasıyla tanıştırmak. Okul sıralarında, sırf sınav geçmek için çalışılan matematikle hayata atılan insanların bu noktayı anlaması zordur. Neden sever bir insan o karmaşık ifadeleri? Neden tutkun olur günlük hayatta çoğu zaman hiçbir işlevi olmayan kuramlara ve onların ispatlarına. Şunu kabul etmek gerekir ki takıntılar paylaşılamaz. Bir insan çiçek yetiştirmeyi sever, bir başkası göbeğinde biriken pamukların koleksiyonunu yapar. Birini diğerinden daha sık duyduğumuz için az duyulan tuhaf değildir. Tuhaf olan bunları tuhaf karşılamaktır.



Ali Nesin’i babası Aziz Nesin’in yolunda ilerleyen bir hayırsever olarak görebiliriz. Öğrencilerden alınan ücretler sadece yeme, içme ve kalacak yer masraflarını karşılamak için. Hocalar ise ücret almıyorlar verdikleri dersler için. Vakfın hiçbir şekilde kâr amacı olmadığı için maddi sıkıntı çekmesi normal. Ciddi destek gerekiyor resmi ve gayriresmi kurumlardan. Hele Türkiye gibi bir ülkede, hepimiz çok iyi biliyoruz ki, ne zaman genel iyilik anlayışının dışına çıkıp, farklı ve yaratıcı ürünler vermeye kalksan, yasaların en ince ayrıntılarını kullanma ihtiyacı duyan savcıları bulursun karşında. İşte bu yüzden de ülkemizin yegane Matematik köyü 2007’de “İzinsiz Eğitim” bahanesiyle kapatılmıştı. O zamanlar etrafı polis şeridi ile çevrilmiş karatahta fotoğrafıyla da dış basına maskara olmuştuk. İzinsiz açılan Kuran kursları ve yurtlar işlerini yoluna koymuş devam ederken, resmi kurumlara sızsınlar diye yetiştirilen ortaokul öğrencileri malum evlerde yetiştirilip, en hassas noktalara gönderilirken, amacı sayıların arasındaki ilişkileri öğretmek olan bir grup öğretmenin önü tıkanıyor.



Daha sonra tekrar açıldı köy. Fakat zorluklar bitmedi. Tübitak’ın desteğini çekmesiyle ciddi maddi sıkıntı içine giren köy bu aralar bağışlara yönelmiş durumda. Ali Nesin ve onun gibi matematiğe gönül vermiş diğer hocalar bağış yapanlara cennette arsa vaat etmiyor, sırat köprüsünü jet hızıyla geçme garantisi de yok. Zaten öyle olsaydı bağış toplama konusunda sıkıntı çekmezdi. Bildiğim kadarıyla vergi muafı da mümkün değil! Verilen söz sadece ve sadece bu ülkeye “zihni hür, fikri hür, vicdanı hür” bireyler yetiştirmektir. Matematik bir insana sorgulamayı, kanıtsız kabul etmemeyi, meraklı olmayı, araştırmayı, sorunlara farklı açılardan yaklaşmayı, çözümleri kısaltıp güzelleştirmeyi öğretir. Ne zengin olmayı garantiler ne de siyasi bir kurtuluş yolu gösterir. Geleceğin bilimde, teknolojide ve özgür düşüncede olduğuna inanıyorsak matematik köyünün varlığının devam etmesi için elimizden geleni yapmalıyız.



Bir matematik öğretmeni olarak Türkiye adına övünç kaynağı olarak gördüğüm matematik köyüne yardım etmek isterseniz, aşağıdaki sayfaya gidebilirsiniz. Umarım, bilgiye ve bilime inanan insanların katkılarıyla, matematiğe gönül veren genç dimağların sürekli faydalanabileceği bir merkez olmaya devam eder köy. Türkiye’nin eleştirel düşünen, düşündüğünü sindiren ve çözümleyebilen insanlara ne kadar ihtiyacı olduğunu bilmem yazmaya gerek var mı?

Bağış için: http://matematikkoyu.org/nmk_bagis

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder