Bu Blogda Ara

13 Ekim 2017

B2. BİR AVUÇ HAYAT!


“Bırak nazlanmayı artık. Öğrenmek itemiyor musun yoksa kısmetini?”
Falcı kadın Ming Che, Chen Yang’ın sağ elinin küçük parmağını, pahalı bir elması cımbızla tutan kuyumcu ustası gibi tutmuş, kaçıp arkaya saklanmasın diye avucuyla hafiften sıkmıştı. Bir süre hiçbir şey söylemeden bekledi, Chen Yang’ın gözlüklerinin ince camlarının altından görünen genç ve gür kirpiklerinin sabah güneşiyle uzamış gölgelerine baktı. Her ne kadar kızın o sırada ne düşündüğünü bulmaya çalışıyormuş gibi duruyor olsa da aslında bir sonraki hamle için fırsat kolluyordu Ming Che. Parmakları, o tombul ve sabırsız parmakları, suyu arayan ağaç kökleri gibi arzuluydu, bir an önce fal seansını bitirip parayı cebe indirme konusunda. Ama yaptığı iş her geçen gün daha da zorlaşıyordu. Zabıtalar her gün yeni bahanelerle çıkıyordu karşılarına. Buna rağmen –yaptırım yoktu, azarlayıp gidiyorlardı- tapınağın önünde bekleşen falcıların sayısı arttığı için rekabet artıyor ve fal baktırmak isteyenlerin sayısı aynı hızda artmadığı için kişi başına düşen gelir düşüyordu. Müşterilerin çoğuna fiyat bile söyleyemez olmuşlardı, “Ne verirsen kabulümdür. Ne kadar çok verirsen şansın o kadar çok açılır.” düsturuyla çalışıyorlardı. Yine de deneyimiyle, ısrarcılığıyla, sevecenliğiyle ve yaptığı işe inanmasıyla diğerlerine fark atabiliyordu Ming Che. Otuz yılını vermişti el falına, hatta köydeki yılları da sayarsa otuz yedi. İşte bak, daha tek bir falcı bile yokken Tianning Tapınağı’nın önünde, o ilk avını kancaya takmış misinayı ağır ağır çekeceği ânı bekliyordu. Hayır, balık ve balıkçı doğru bir teşbih değildi bu durum için. Ceylanın üzerine atlayıp boynundan yakalamayı başarmış bir çitaydı durumu hakkıyla temsil edebilen tablo. Ceylan çırpınmaya başladığı anda ikinci hamleyi yapacaktı. Bu sırada sesiz kalmak, avı hareketsizlikle yormak ve biriken kaygıyla bitkin düşen zavallıyı kendi kurtarıcı ipinde boğup tüketmek; hem kolaylığıyla hem de şaşırtıcı bir şekilde her seferinde beklenen sonucu vermesiyle Ming Che’nin meslek sırları arasına girmişti. Çiçekli entarisi, çengel küpeleri, kısa kesilmiş ve siyaha boyanmış saçları da vardı diğer meslek sırları arasında ama onlar taklitle öğrenilebilecek şeylerdi. Chen Yang eninde sonunda çekmek isteyecekti elini, ya da hiç mücadele etmeden teslim olacak ve bırakacaktı ince uzun çizgilerini falcı Ming Che’nin kucağına. Bu işin en zor kısmı okunacak eli bulmak ve onu okunmaya hazır kıvama getirmekti zaten; yani pazarlama ve reklamdı işin sırrı. Gerisi, yani uzatılan eli okumak, müşteriyi memnun etmek ve onun en az bir kere daha gelmesini sağlamak biraz lafazanlıkla biraz da yaratıcılıkla halledilecek türden, sıradan olmasa bile kısa sürede öğrenilebilecek bir yetenekti. Oğlunun sesini duydu o anda yaşlı falcı, uzun zamandır duymamıştı bu sesi. Evdeki eşyalar, civardaki ağaçlar, hatta yerdeki taşlar bile küsmüştü Ming Che’ya son aylarda. Eskiden daha sık çıkardı oğlu karşısına, daha sık söylenirdi, uzaklardan gelmesine rağmen alaycılığından pek bir şey kaybetmeyen sesiyle.

“Yine buldun saf bir kız, anne. Hem de güzel. Boyu posu da iyi. Karnını içine çekiyor sürekli ama olsun, bu devirde karnını içine çekmeyen genç kadın mı var? Yakında evleneceği belli zaten! Olumlu şeyler söyle kıza, kırma kalbini. Unutma yeni yasa yürürlükte artık. İki çocuk, biri oğlan biri kız. Diğerlerine göre gerçekleşme olasılığı iki kat fazla. Yasa çıkmadan yıllar önce söylemiştim ben. Bir de…”


DEVAMI YAYIMLANACAK KİTAPTA... 

06 Ekim 2017

Kaşgar Notları - Tek Parça

Kaşgar Notları'nı baştan sona tekrar gözden geçirdim ve elimden geldiğince gördüğüm hataları düzelttim. Dosyayı pdf haline getirip, publitory sayfasına koydum. Aşağıdaki ağbağına tıklayarak kitabı ücret ödemeden indirebilirsiniz. Kitabın dosya büyüklüğü gereksiz yere artmasın diye bölüm başına sadece bir fotoğraf ekledim. Bölüm başlıklarına da bu sayfaya ağbağı koydum. Daha fazla fotoğraf görmek isteyen mavi başlıklara tıklayabilir.

                           KAŞGAR NOTLARI